E-ihracatta Avrupa'da tekstil, Orta Doğu'da kozmetik ürünler öne çıktı

E-ihracatta tekstil ve hazır giyim, kozmetik, gıda, takı ve aksesuarlar, mobilya ve ev dekorasyonu gibi sektörler öne çıkarken, 2025'in e-ticaretin sınırlarını aşarak e-ihracat odaklı bir dönüşüm yılı olmaya aday olduğu belirtiliyor. Elektronik Ticaret İşletmecileri Derneği (ETİD) Başkanı Hakan Çevikoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, e-ticaretin Türkiye ekonomisinin dijital dönüşüm sürecinde yalnızca öncü bir sektör olmadığını aynı zamanda sürdürülebilir büyüme hedeflerinin gerçekleşmesinde kritik bir rol üstlendiğini belirterek, "Geleneksel ticaretin sınırlarını dijital platformlarla aşan bu sektör, yerel üreticilerden global markalara kadar geniş bir ekosistemin dünya pazarlarına erişimini kolaylaştırmıştır." dedi. Çevikoğlu, e-ticaretin etkisinin sadece ticaret hacmindeki büyümeyle sınırlı olmadığını aktararak, sektörün tüketici alışkanlıklarını dönüştüren, lojistik, ödeme sistemleri ve dijital pazarlama gibi alanlarda yeniliği teşvik eden bir dinamizme sahip olduğunu dile getirdi. Sektörün girişimcilerden KOBİ'lere kadar geniş bir ekosisteme uluslararası fırsatlar sunduğunu anlatan Çevikoğlu, teknolojiyi, girişimcilik ruhunu ve yenilikçi iş modellerini bir araya getiren bu alanın Türkiye'yi küresel ticarette daha güçlü bir konuma taşımak için fırsat sunduğunu ifade etti. "Türkiye'den 100'ü aşkın ülkeye e-ihracat yapılıyor" Çevikoğlu, 2024'ün Türkiye'nin e-ticaret sektöründe dijitalleşme, teknolojik yatırımlar ve değişen tüketici alışkanlıklarının etkisiyle dikkat çekici bir büyüme dönemi olarak öne çıktığını belirterek, "Kesin veriler henüz açıklanmamış olsa da sektör hacminin yaklaşık 3,4 trilyon lira seviyesine ulaştığı tahmin edilmektedir." diye konuştu. 2025'in ise e-ticaretin sınırlarını aşarak e-ihracat odaklı bir dönüşüm yılı olmaya aday olduğunu dile getiren Çevikoğlu, 2024'te Türkiye'nin ihracatında e-ihracatın payının yüzde 2,7'ye ulaştığı ve bu oranın yaklaşık 7 milyar dolarlık bir hacme denk geldiğinin tahmin edildiğini hatırlattı. Çevikoğlu, e-ihracatın Türkiye'nin uluslararası ticaretteki konumunu güçlendiren stratejik bir araç olduğunun altını çizerek, "2025 için hedefimiz, e-ihracat hacmini 10 milyar doların üzerine çıkarmaktır. Türkiye, e-ihracatta coğrafi konumu, üretim gücü ve ticari bağları sayesinde dünya genelinde geniş bir pazar ağına sahip. Çin'den Avustralya'ya, Rusya'dan Hindistan'a, Almanya'dan Suudi Arabistan'a, İngiltere'den Güney Afrika'ya ve Amerika'dan Şili'ye kadar 100'ü aşkın ülkeye e-ihracat gerçekleştirilmiştir." ifadelerini kullandı. "Körfez ülkelerindeki tüketiciler hazır giyim ürünlerine odaklanıyor" Çevikoğlu, geleneksel ihracatta Türkiye'nin en büyük ticaret ortağı olan Avrupa'nın e-ihracat alanında da en önemli paya sahip olduğuna vurgu yaparak, Avrupa'yı sırasıyla Amerika, Orta Doğu ve Körfez ülkeleri, Orta Asya ve Türk Cumhuriyetleri ile Asya Pasifik bölgelerinin takip ettiğini aktardı. E-ihracatta öne çıkan sektörler arasında tekstil ve hazır giyim, kozmetik, gıda, takı ve aksesuarlar, mobilya ve ev dekorasyonu, otomotiv yedek parça ve yapı marketin yer aldığını belirten Çevikoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Tüketicilerin ülkeler ve platformlar bazındaki tüketim alışkanlıkları büyük farklılıklar gösteriyor. Örneğin, Çinli tüketiciler sınır ötesi alışverişlerinde sağlıklı beslenme ve kişisel bakım ürünlerine yönelirken, Körfez ülkelerindeki tüketiciler daha çok hazır giyim ürünlerine odaklanıyor. Amerikalı ve Kanadalı tüketiciler ise genellikle bildikleri markaların uygun fiyatlı alternatiflerini tercih ediyor. Hedef pazarların tüketici alışkanlıklarını yakından takip etmek ve pazara uygun stratejiler geliştirmek önem taşıyor. Ürünlerimiz dünya genelinde ilgi görse de Türk markalarının küresel çapta bilinirliği ve tüketicilerle doğrudan etkileşimde bulunma kapasitesi henüz gelişim aşamasındadır. Bu bağlamda, ürün çeşitliliğinin yanı sıra markalarımızı, kültürümüzü ve ülkemizi tanıtmak, e-ihracat için önemli bir kaldıraç ve yatırım alanı olarak değerlendirilmektedir." Ticaret Bakanlığı tarafından e-ihracata yönelik sağlanan desteklerin firmaların uluslararası pazarlarda daha güçlü bir yer edinmesini sağlamak ve rekabet avantajlarını artırmak adına büyük önem taşıdığına vurgu yapan Çevikoğlu, özellikle KOBİ'lerin global pazarlara entegrasyonunu kolaylaştıran teşviklerin Türkiye'nin e-ihracat potansiyelini daha ileri taşımada kritik bir rol üstlendiğini dile getirdi. "Türkiye için her ülkede ayrı fırsatlar var" Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) E-ticaret Meclis Üyesi Cenk Çiğdemli ise e-ihracatta Türkiye için en avantajlı ve en çok öne çıkan pazarların sırasıyla Amerika, Almanya, Fransa, Rusya, İngiltere, Romanya ve Çin olduğunu söyledi. Üretilen ürüne göre hedef pazarların değiştiğini belirten Çiğdemli, "Türkiye için aslında neredeyse her ülkede ayrı fırsatlar var. E-ihracat üzerinden en çok tekstil, ev tekstili, tesettür giyim, ayakkabı ve takı satılıyor. Çin'e gıda ihracatımız ise her geçen ay artıyor." diye konuştu. Çiğdemli, Amazon ve Alibaba gi

Ocak 24, 2025 - 13:00
 0  1
E-ihracatta Avrupa'da tekstil, Orta Doğu'da kozmetik ürünler öne çıktı

E-ihracatta tekstil ve hazır giyim, kozmetik, gıda, takı ve aksesuarlar, mobilya ve ev dekorasyonu gibi sektörler öne çıkarken, 2025'in e-ticaretin sınırlarını aşarak e-ihracat odaklı bir dönüşüm yılı olmaya aday olduğu belirtiliyor.

Elektronik Ticaret İşletmecileri Derneği (ETİD) Başkanı Hakan Çevikoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, e-ticaretin Türkiye ekonomisinin dijital dönüşüm sürecinde yalnızca öncü bir sektör olmadığını aynı zamanda sürdürülebilir büyüme hedeflerinin gerçekleşmesinde kritik bir rol üstlendiğini belirterek, "Geleneksel ticaretin sınırlarını dijital platformlarla aşan bu sektör, yerel üreticilerden global markalara kadar geniş bir ekosistemin dünya pazarlarına erişimini kolaylaştırmıştır." dedi.

Çevikoğlu, e-ticaretin etkisinin sadece ticaret hacmindeki büyümeyle sınırlı olmadığını aktararak, sektörün tüketici alışkanlıklarını dönüştüren, lojistik, ödeme sistemleri ve dijital pazarlama gibi alanlarda yeniliği teşvik eden bir dinamizme sahip olduğunu dile getirdi.

Sektörün girişimcilerden KOBİ'lere kadar geniş bir ekosisteme uluslararası fırsatlar sunduğunu anlatan Çevikoğlu, teknolojiyi, girişimcilik ruhunu ve yenilikçi iş modellerini bir araya getiren bu alanın Türkiye'yi küresel ticarette daha güçlü bir konuma taşımak için fırsat sunduğunu ifade etti.

"Türkiye'den 100'ü aşkın ülkeye e-ihracat yapılıyor"

Çevikoğlu, 2024'ün Türkiye'nin e-ticaret sektöründe dijitalleşme, teknolojik yatırımlar ve değişen tüketici alışkanlıklarının etkisiyle dikkat çekici bir büyüme dönemi olarak öne çıktığını belirterek, "Kesin veriler henüz açıklanmamış olsa da sektör hacminin yaklaşık 3,4 trilyon lira seviyesine ulaştığı tahmin edilmektedir." diye konuştu.

2025'in ise e-ticaretin sınırlarını aşarak e-ihracat odaklı bir dönüşüm yılı olmaya aday olduğunu dile getiren Çevikoğlu, 2024'te Türkiye'nin ihracatında e-ihracatın payının yüzde 2,7'ye ulaştığı ve bu oranın yaklaşık 7 milyar dolarlık bir hacme denk geldiğinin tahmin edildiğini hatırlattı.

Çevikoğlu, e-ihracatın Türkiye'nin uluslararası ticaretteki konumunu güçlendiren stratejik bir araç olduğunun altını çizerek, "2025 için hedefimiz, e-ihracat hacmini 10 milyar doların üzerine çıkarmaktır. Türkiye, e-ihracatta coğrafi konumu, üretim gücü ve ticari bağları sayesinde dünya genelinde geniş bir pazar ağına sahip. Çin'den Avustralya'ya, Rusya'dan Hindistan'a, Almanya'dan Suudi Arabistan'a, İngiltere'den Güney Afrika'ya ve Amerika'dan Şili'ye kadar 100'ü aşkın ülkeye e-ihracat gerçekleştirilmiştir." ifadelerini kullandı.

"Körfez ülkelerindeki tüketiciler hazır giyim ürünlerine odaklanıyor"

Çevikoğlu, geleneksel ihracatta Türkiye'nin en büyük ticaret ortağı olan Avrupa'nın e-ihracat alanında da en önemli paya sahip olduğuna vurgu yaparak, Avrupa'yı sırasıyla Amerika, Orta Doğu ve Körfez ülkeleri, Orta Asya ve Türk Cumhuriyetleri ile Asya Pasifik bölgelerinin takip ettiğini aktardı.

E-ihracatta öne çıkan sektörler arasında tekstil ve hazır giyim, kozmetik, gıda, takı ve aksesuarlar, mobilya ve ev dekorasyonu, otomotiv yedek parça ve yapı marketin yer aldığını belirten Çevikoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Tüketicilerin ülkeler ve platformlar bazındaki tüketim alışkanlıkları büyük farklılıklar gösteriyor. Örneğin, Çinli tüketiciler sınır ötesi alışverişlerinde sağlıklı beslenme ve kişisel bakım ürünlerine yönelirken, Körfez ülkelerindeki tüketiciler daha çok hazır giyim ürünlerine odaklanıyor. Amerikalı ve Kanadalı tüketiciler ise genellikle bildikleri markaların uygun fiyatlı alternatiflerini tercih ediyor.

Hedef pazarların tüketici alışkanlıklarını yakından takip etmek ve pazara uygun stratejiler geliştirmek önem taşıyor. Ürünlerimiz dünya genelinde ilgi görse de Türk markalarının küresel çapta bilinirliği ve tüketicilerle doğrudan etkileşimde bulunma kapasitesi henüz gelişim aşamasındadır. Bu bağlamda, ürün çeşitliliğinin yanı sıra markalarımızı, kültürümüzü ve ülkemizi tanıtmak, e-ihracat için önemli bir kaldıraç ve yatırım alanı olarak değerlendirilmektedir."

Ticaret Bakanlığı tarafından e-ihracata yönelik sağlanan desteklerin firmaların uluslararası pazarlarda daha güçlü bir yer edinmesini sağlamak ve rekabet avantajlarını artırmak adına büyük önem taşıdığına vurgu yapan Çevikoğlu, özellikle KOBİ'lerin global pazarlara entegrasyonunu kolaylaştıran teşviklerin Türkiye'nin e-ihracat potansiyelini daha ileri taşımada kritik bir rol üstlendiğini dile getirdi.

"Türkiye için her ülkede ayrı fırsatlar var"

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) E-ticaret Meclis Üyesi Cenk Çiğdemli ise e-ihracatta Türkiye için en avantajlı ve en çok öne çıkan pazarların sırasıyla Amerika, Almanya, Fransa, Rusya, İngiltere, Romanya ve Çin olduğunu söyledi.

Üretilen ürüne göre hedef pazarların değiştiğini belirten Çiğdemli, "Türkiye için aslında neredeyse her ülkede ayrı fırsatlar var. E-ihracat üzerinden en çok tekstil, ev tekstili, tesettür giyim, ayakkabı ve takı satılıyor. Çin'e gıda ihracatımız ise her geçen ay artıyor." diye konuştu.

Çiğdemli, Amazon ve Alibaba gibi küresel pazaryerlerinin yanı sıra yerelleşmenin ön plana çıktığı, bölgesel bazda popülaritesi bulunan pazaryerlerinin de bulunduğunu aktararak, bazı ülkelerde gümrük muafiyetleri olduğunu da dile getirdi.

Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin "Pazaryeri Kılavuzları" rehberine dikkati çeken Çiğdemli, "Burada dünyanın en büyük pazaryerlerinde nasıl satış yapılabileceğine ilişkin adım adım detaylı bilgiler yer alıyor. E-ihracat yapmak isteyenlere internetten bu kılavuzu indirerek incelemelerini tavsiye ederim." ifadelerini kullandı.

"Türkiye lojistik açıdan büyük avantaj sağlıyor"

TOBB E-ticaret Meclis Üyesi Seyhun Özkara ise Avrupa'da özellikle tekstil ürünlerinin büyük ilgi gördüğünü söyledi.

Orta Doğu'da kozmetik ve kişisel bakım ürünlerinin öne çıktığının altını çizen Özkara, "ABD'de el yapımı ve niş ürünler popülerdi. Türkiye, coğrafi konumu sayesinde Avrupa ve Orta Doğu pazarlarına lojistik açıdan büyük avantaj sağlıyor. Avrupa, yüksek tüketici talepleriyle cazip bir pazar olmayı sürdürüyor. Orta Doğu, kültürel bağlar ve artan satın alma gücüyle dikkati çekiyor. Kuzey Amerika'da kaliteli ve özgün ürünlere olan talep, Türk işletmeleri için fırsatlar yaratıyor." şeklinde konuştu.

Tepkiniz Nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow