Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz bütçe görüşmelerinde konuştu: 'Rezervimiz rekor seviyeye çıkmıştır'
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Geçen yıl mayıs ayında 98,5 milyar dolar seviyesinde olan rezervimiz, 13 Aralık 2024 tarihi itibarıyla yaklaşık 165 milyar dolarla rekor seviyeye çıkmıştır." dedi. Yılmaz, 2025 yılı bütçe görüşmelerinin son gününde TBMM Genel Kurulunda konuştu. İlginizi Çekebilir 17 Ekim'de TBMM'ye sunulmasının ardından Genel Kurulda 12 gün boyunca yoğun ve titiz mesailerle yürütülen 2025 Yılı Bütçe Kanunu Teklifi görüşmelerinde sona gelindiğini belirten Yılmaz, bu süreçte yoğun mesai harcayan ve katkı sağlayan tüm isimlere teşekkür etti. İstiklal şairi Mehmet Akif Ersoy'u, doğum ve vefat yıl dönümünü kapsayan anma haftası vesilesiyle yad eden Yılmaz, Ersoy'un Birlik şiirinden "Cehennem olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz. Bu yol ki Hak yoludur, dönme bilmeyiz yürürüz" ve İstiklal Marşı'ndan "Doğacaktır sana vadettiği günler Hakk'ın belki yarın, belki yarından da yakın" dizelerinden ilhamla büyük ve güçlü Türkiye yolunda kararlılıkla ilerlediklerini söyledi. Yılmaz, merhum Mehmet Akif’in mısralarında anlam bulan birlik beraberlik ruhuna, milli ruha da sıkı sıkıya sahip çıktıklarını belirtti. Bugün AK Parti olarak 23'üncü bütçeyi arz ettiklerini, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin 7'nci, Türkiye Yüzyılı'nın ise 2'nci bütçesini sunduklarını ifade eden Yılmaz, şunları söyledi: Alıntı Metni "SAĞLAM POLİTİKALARIN BÜTÇESİDİR" 2025 yılı bütçesini milletin takdirine sunarken gerçekçi adımlarla ve ortak bir gelecek vizyonuyla hareket ettiklerini dile getiren Yılmaz, "Her bir bütçe kalemini ve yatırım kararını, Türkiye Yüzyılı hedeflerimize uygun şekilde, ekonomik istikrarı güçlendirmek ve toplumsal refahı artırmak amacıyla şekillendirdik." diye konuştu. Bütçeye ilişkin birçok nitelendirmeler yapıldığını, bunların bir kısmını çok haksız ve yersiz bulduklarını ifade eden Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bizim nazarımızda, bizim perspektifimizle bütçemiz bir istikrar, icraat ve kalkınma ve bütçesidir. 85 milyonun, 81 ilimizin, tüm toplumsal kesimlerin bütçesidir. Depremin yaralarını saran, ülkemizi geleceğe çok daha sağlam temeller üzerinde hazırlayan Türkiye Yüzyılı'nın 2'nci bütçesidir. İstikrar içinde büyümeyi ve kalıcı sosyal refah artışını hedefleyen sağlam politikaların bütçesidir. Daha müreffeh, katma değeri yükselen bir Türkiye'nin bütçesidir. Eğitimden sağlığa, kalkınmanın en kilit unsuru olan beşeri sermayeyi güçlendirmeyi hedefleyen bir bütçedir. Ülkemizin fiziki altyapısındaki eksiklikleri tamamlamayı hedefleyen bir bütçedir. Tarımdan sanayiye hizmet sektörlerine uzanan bir şekilde üreten Türkiye'nin bütçesidir. Daha huzurlu ve güven içinde bir ülkenin bütçesidir. Bölgesinde ve küresel düzeyde çok daha aktif, etkili bir güç olan devletimizin bütçesidir. Büyük ve güçlü Türkiye Cumhuriyeti'nin bütçesidir. Aziz milletimizin, kerim devletimizin bütçesidir. Mazlumların umudu, ülkemizin tecrübeli ve dirayetli lideri, milletin adamı Recep Tayyip Erdoğan'ın Gazi Meclis'imizin takdirlerine sunduğu bütçedir." "KAYNAKLARI HER ALANDA GELİŞMEMİZİ GÜÇLENDİRİCİ ŞEKİLDE YÖNLENDİRECEĞİZ" 2025 yılı bütçesinin, ekonomik istikrar ve sosyal refahı önceleyen bir bütçe olduğunu vurgulayan Yılmaz, "Türkiye Yüzyılı'nda pek çok alanda hayata geçirmeyi hedeflediğimiz yapısal dönüşüm adımlarımızı destekleyecek, bütçemizde kaynakları, eğitimden sanayiye, tarımdan enerjiye her alanda gelişmemizi güçlendirici şekilde yönlendireceğiz." diye konuştu. Yılmaz, fiyat istikrarını ve finansal istikrarı gözeten, sürdürülebilir ve kapsayıcı bir ekonomik büyümeyi hedef alan, serbest piyasa ve rekabet ortamında verimliliği artırarak makroekonomik dengeleri gözeten ve yapısal reformlarla desteklenen bir yaklaşım izlediklerini bildirdi. Seçimlerin tamamlanmasıyla siyasi belirsizliklerin ortadan kalktığını, hemen ardından siyasi güven ve istikrarın pekiştiği bir ortamda yeni bir programın ortaya konulduğunu belirten Yılmaz, "Ekonomik politikalar açısından bu, çok çok kıymetli. Siyasi istikrarın, güven ortamının olmadığı bir ortamda dünyanın en iyi programlarını, en iyi bütçelerini de yapsanız başarılı olma şansınız yok. Siyasi istikrar varsa, siyasi güven ortamı varsa bunlar etkili olabiliyorlar." ifadelerini kullandı. Türkiye'nin bu nedenle çok kıymetli bir dönemden geçtiğinin altını çizen Yılmaz, "Türkiye seçimlerini yapmış, gelecek seçimlerine belli bir vade olan, seçimsiz bir dönemden geçiyor. İşte bu dönem bizim için altın kıymetinde bir dönemdir. Ülkemizin hedefleri için, milletimizin beklentileri için bu dönemi en iyi şekilde değerlendirmeye kararlıyız." dedi. Siyasi güven ve istikrar dışındaki önemli bir hususun da öngörülebilirlik olduğunu vurgulayan Yılmaz, şunları kaydetti: "Yine ekonomi politikalarında, politikalarınızı orta vadeli bir şekilde, öngörülebilir şekilde ortaya koyduğunuzda hem yatırım ortamını iyileştirmiş oluyorsunuz hem de farklı karar alıcıların yol haritalarını çıkarmaya zemin teşkil etmiş oluyorsunuz. Bunu da neyle yaptık? Orta Vadeli Programı'mızla, 12. Kalkınma Planı'mızla, yıllık programla
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Geçen yıl mayıs ayında 98,5 milyar dolar seviyesinde olan rezervimiz, 13 Aralık 2024 tarihi itibarıyla yaklaşık 165 milyar dolarla rekor seviyeye çıkmıştır." dedi. Yılmaz, 2025 yılı bütçe görüşmelerinin son gününde TBMM Genel Kurulunda konuştu.
17 Ekim'de TBMM'ye sunulmasının ardından Genel Kurulda 12 gün boyunca yoğun ve titiz mesailerle yürütülen 2025 Yılı Bütçe Kanunu Teklifi görüşmelerinde sona gelindiğini belirten Yılmaz, bu süreçte yoğun mesai harcayan ve katkı sağlayan tüm isimlere teşekkür etti.
İstiklal şairi Mehmet Akif Ersoy'u, doğum ve vefat yıl dönümünü kapsayan anma haftası vesilesiyle yad eden Yılmaz, Ersoy'un Birlik şiirinden "Cehennem olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz. Bu yol ki Hak yoludur, dönme bilmeyiz yürürüz" ve İstiklal Marşı'ndan "Doğacaktır sana vadettiği günler Hakk'ın belki yarın, belki yarından da yakın" dizelerinden ilhamla büyük ve güçlü Türkiye yolunda kararlılıkla ilerlediklerini söyledi. Yılmaz, merhum Mehmet Akif’in mısralarında anlam bulan birlik beraberlik ruhuna, milli ruha da sıkı sıkıya sahip çıktıklarını belirtti.
Bugün AK Parti olarak 23'üncü bütçeyi arz ettiklerini, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin 7'nci, Türkiye Yüzyılı'nın ise 2'nci bütçesini sunduklarını ifade eden Yılmaz, şunları söyledi:
"SAĞLAM POLİTİKALARIN BÜTÇESİDİR"
2025 yılı bütçesini milletin takdirine sunarken gerçekçi adımlarla ve ortak bir gelecek vizyonuyla hareket ettiklerini dile getiren Yılmaz, "Her bir bütçe kalemini ve yatırım kararını, Türkiye Yüzyılı hedeflerimize uygun şekilde, ekonomik istikrarı güçlendirmek ve toplumsal refahı artırmak amacıyla şekillendirdik." diye konuştu.
Bütçeye ilişkin birçok nitelendirmeler yapıldığını, bunların bir kısmını çok haksız ve yersiz bulduklarını ifade eden Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bizim nazarımızda, bizim perspektifimizle bütçemiz bir istikrar, icraat ve kalkınma ve bütçesidir. 85 milyonun, 81 ilimizin, tüm toplumsal kesimlerin bütçesidir. Depremin yaralarını saran, ülkemizi geleceğe çok daha sağlam temeller üzerinde hazırlayan Türkiye Yüzyılı'nın 2'nci bütçesidir. İstikrar içinde büyümeyi ve kalıcı sosyal refah artışını hedefleyen sağlam politikaların bütçesidir. Daha müreffeh, katma değeri yükselen bir Türkiye'nin bütçesidir. Eğitimden sağlığa, kalkınmanın en kilit unsuru olan beşeri sermayeyi güçlendirmeyi hedefleyen bir bütçedir. Ülkemizin fiziki altyapısındaki eksiklikleri tamamlamayı hedefleyen bir bütçedir. Tarımdan sanayiye hizmet sektörlerine uzanan bir şekilde üreten Türkiye'nin bütçesidir. Daha huzurlu ve güven içinde bir ülkenin bütçesidir. Bölgesinde ve küresel düzeyde çok daha aktif, etkili bir güç olan devletimizin bütçesidir. Büyük ve güçlü Türkiye Cumhuriyeti'nin bütçesidir. Aziz milletimizin, kerim devletimizin bütçesidir. Mazlumların umudu, ülkemizin tecrübeli ve dirayetli lideri, milletin adamı Recep Tayyip Erdoğan'ın Gazi Meclis'imizin takdirlerine sunduğu bütçedir."
"KAYNAKLARI HER ALANDA GELİŞMEMİZİ GÜÇLENDİRİCİ ŞEKİLDE YÖNLENDİRECEĞİZ"
2025 yılı bütçesinin, ekonomik istikrar ve sosyal refahı önceleyen bir bütçe olduğunu vurgulayan Yılmaz, "Türkiye Yüzyılı'nda pek çok alanda hayata geçirmeyi hedeflediğimiz yapısal dönüşüm adımlarımızı destekleyecek, bütçemizde kaynakları, eğitimden sanayiye, tarımdan enerjiye her alanda gelişmemizi güçlendirici şekilde yönlendireceğiz." diye konuştu.
Yılmaz, fiyat istikrarını ve finansal istikrarı gözeten, sürdürülebilir ve kapsayıcı bir ekonomik büyümeyi hedef alan, serbest piyasa ve rekabet ortamında verimliliği artırarak makroekonomik dengeleri gözeten ve yapısal reformlarla desteklenen bir yaklaşım izlediklerini bildirdi.
Seçimlerin tamamlanmasıyla siyasi belirsizliklerin ortadan kalktığını, hemen ardından siyasi güven ve istikrarın pekiştiği bir ortamda yeni bir programın ortaya konulduğunu belirten Yılmaz, "Ekonomik politikalar açısından bu, çok çok kıymetli. Siyasi istikrarın, güven ortamının olmadığı bir ortamda dünyanın en iyi programlarını, en iyi bütçelerini de yapsanız başarılı olma şansınız yok. Siyasi istikrar varsa, siyasi güven ortamı varsa bunlar etkili olabiliyorlar." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin bu nedenle çok kıymetli bir dönemden geçtiğinin altını çizen Yılmaz, "Türkiye seçimlerini yapmış, gelecek seçimlerine belli bir vade olan, seçimsiz bir dönemden geçiyor. İşte bu dönem bizim için altın kıymetinde bir dönemdir. Ülkemizin hedefleri için, milletimizin beklentileri için bu dönemi en iyi şekilde değerlendirmeye kararlıyız." dedi.
Siyasi güven ve istikrar dışındaki önemli bir hususun da öngörülebilirlik olduğunu vurgulayan Yılmaz, şunları kaydetti:
"Yine ekonomi politikalarında, politikalarınızı orta vadeli bir şekilde, öngörülebilir şekilde ortaya koyduğunuzda hem yatırım ortamını iyileştirmiş oluyorsunuz hem de farklı karar alıcıların yol haritalarını çıkarmaya zemin teşkil etmiş oluyorsunuz. Bunu da neyle yaptık? Orta Vadeli Programı'mızla, 12. Kalkınma Planı'mızla, yıllık programlarımızla ve nihayet bütçemizle yapıyoruz. Dolayısıyla siyasi güven ve istikrarın olduğu, politika belirsizliklerinin en az düzeye indirildiği bir ortamda ekonomimiz güçlü bir şekilde yoluna devam ediyor. Bunun sonuçlarını da görüyoruz. Siyasi istikrarın, programlı yaklaşımın sonuçlarını görüyoruz. Geçen yıl uygulamaya koyduğumuz programdan sonra uluslararası sermaye girişi hızlanmış, rezervlerimiz güçlenmiş, kur oynaklığı azalmış ve finansman koşulları iyileşmiştir. Ekonomideki dengelenme Türk lirasını desteklerken, TL varlıklara artan ilgi, rezervlerdeki artış ve kurun istikrarlı seyri enflasyonla mücadelemizi de destekleyici mahiyette olmuştur. Merkez Bankamızın brüt rezervleri bunun için güzel bir örnek, geçen yıl mayıs ayında 98,5 milyar dolar seviyesinde olan rezervimiz, 13 Aralık 2024 tarihi itibarıyla yaklaşık 165 milyar dolarla rekor seviyeye çıkmıştır. Swap hariç net rezerv olarak bakarsanız çok daha büyük bir değişimi işaret etmektedir."
Geçici bir uygulama olarak ortaya konulan kur korumalı mevduattan hızlı şekilde çıkış sağlandığını dile getiren Yılmaz, "Bunu yaparken de finansal piyasaları sarsmadan, olumsuz bir etki meydana getirmeden başarıyoruz. Bakın kur korumalı mevduat geçen sene ağustos itibarıyla 3 trilyon 408 milyar lira seviyesine kadar yükselmişti, 13 Aralık 2024 itibarıyla 1 trilyon 170 milyar liraya kadar geriledi. Dolar bazında bakarsanız 30 milyar dolarlara giderek yaklaşan bir seviyesi var. Ciddi bir şekilde bir gerileme ve dolayısıyla kur risklerinde azalma söz konusu." diye konuştu.
Tepkiniz Nedir?