Bolu'da vicdanımız da yandı! Sosyal medyada akılalmaz paylaşımlar: Ölümde statü olur mu?

Betül Yasemin Keskin / Milliyet.com.tr -Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi'ndeki 12 katlı Grand Kartal Otel'de çıkan yangında 79 kişi hayatını kaybederken, 51 kişi de yaralandı. Otelin iç ve dış cephesi tamamen ahşapla kaplıydı ve yangının yayıldığı o anlarda konuklar, hayatta kalabilmek için çarşafları birbirine bağlayarak veya camlardan dışarı atlamaya çalışarak yaşam mücadelesi verdi. Yangınla ilgili otelde duman detektörü ve yangın söndürme sisteminin bulunmadığı, alarm sisteminin çalışmadığı ve acil çıkış kapısının olmadığı iddiaları gündeme geldi. Bu büyük felaketi haberlerden ve sosyal medyadan takip eden halk, farklı perspektiflerden acı olaya dair yorumlar yaptı. Yaşananların acısı dinmeden sosyal medyadaki yorumlar toplum olarak düşünmemiz gereken konular olduğunu bize tekrardan hatırlattı. Kimisi kayak tatilinin aslında 'sınıfsal bir ayrıcalık' olduğunu, bu sebeple otelde yanarak hayatını kaybetmenin depremde kaybetmekten daha 'farklı' olduğunu savundu. Bunun beraberinde felaketin hemen ardından kayak yapmaya devam eden diğer otel misafirleri gündem oldu. Otelin gecelik ücretlerinin ne kadar yüksek olduğunu öğrenenler, bu ücretlere erişebilen kişilerin maddi durumunu sorguladı. Bazı sosyal medya fenomenlerinin ise otelde daha önce konakladıklarını söyleyerek geçmişteki anılarını paylaşması 'güzelleme' yapıldığı söylenerek yadırgandı.Yaşanan felaketin ardındaki ihmaller zincirini konuşmak yerine ne yazık ki hayatını kaybeden 79 kişinin bir tatil sırasında yaşamlarını yitirmelerini adeta onlara 'mübah' gören bir grup insan tablosu ortaya çıktı. Sanki yangınla birlikte vicdanımız da yandı. Toplum olarak yaşadığımız felaketlerin ardında yatan asıl nedeni görmek ve sorunu tespit etmek, birbirimizi suçlamak veya başkalarının acısını küçümsemek yerine ortak bir tepkiyle hareket etmeye ihtiyacımız var. Peki yaşadığımız felaketlerin ardından nasıl tepki verilmesi gerektiğini gerçekten bilemiyor muyuz? Son 2 gündür sosyal medyada yankılanan yorumlar neye işaret ediyor? Psikiyatri Uzmanı Dr. Şahut Duran'a sorduk. --- 79 kişinin lüks bir otelde tatil yaparken çıkan yangında hayatlarını kaybetmelerini sosyal medyada gündeme taşıyarak depremzedelerin kaldıkları çadırkentlerde, gecekondularda ve konteynerlerde kalanların yaşadıklarını öne çıkaranlar oldu. ‘Ölümü statülendirmek’ nasıl bir ruh halinin yansıması? Psikiyatri Uzmanı Dr. Şahut Duran:Ölümü statülendirmek, psikolojik olarak 'biz ve onlar' ayrımını körükleyen bir savunma mekanizmasıdır. İnsanlar, kendi yaşamlarının tehdit altında olmadığını göstermek için statü farklarını vurgular. Ancak bu tutum, toplumsal empatiyi zedeler ve travmaların etkisini daha da derinleştirir. Bu yaklaşım, mağdurlar arasında bir hiyerarşi oluşturarak bazı acıların daha az önemli olduğu algısını yaratır. Psikolojik olarak sağlıklı bir toplum, acıyı sınıflandırmaz; her trajediyi, mağdurların bireysel ve toplumsal etkilerini dikkate alarak ele alır. --- Yangından sonra diğer otellerde kayak tatiline devam edenlerin görüntülerini izledik. Sosyal medyada sıkça tartışılan bu konuya nasıl bakmak gerekir? Psikiyatri Uzmanı Dr. Şahut Duran:Bir travma karşısında insanların tepkileri farklılık gösterebilir. Travmatik olaylar karşısında bazı bireyler 'hayata devam etmeyi' bir başa çıkma mekanizması olarak kullanır. Bu kişiler, acıya odaklanmak yerine yaşamın akışını koruyarak kendi psikolojik denge ve güvenlik duygularını sürdürmek ister. Ancak bu, toplumsal duyarlılıkla çatışabilir. Felaket anında eğlenceye devam eden görüntülerin rahatsız edici bulunması, yas sürecinin toplumsal olarak paylaşılma beklentisinden kaynaklanır. Psikolojik olarak sağlıklı bir tavır, bireysel ihtiyaçlarla toplumsal duyarlılığı dengede tutmaktır. --- Ölümü din, dil ırk, siyaset gibi kavramlardan hangi duygularla ve hangi tepkilerle ayrı tutmalıyız? Psikiyatri Uzmanı Dr. Şahut Duran:Ölüm, insanların en derin korkularından biri ve bu korkuyla başa çıkmak için insanlar sıklıkla ayrıştırıcı kavramlara sığınır. Bu yaklaşım, aslında bir savunma mekanizmasıdır. 'Bizden biri' veya 'onlardan biri' gibi ayrımlar yapmak, ölümün rastgeleliğine karşı bir kontrol yanılsaması yaratır. Ancak bu mekanizma, psikolojik travmanın iyileşme sürecini baltalar. Ölümü din, dil, ırk veya siyaset gibi kavramlardan arındırmak, mağdurların ve toplumun travmayı daha sağlıklı bir şekilde işlemesine yardımcı olur. Ortak bir yas dili oluşturmak, travmaların hem bireysel hem de toplumsal etkilerini azaltır. --- Binlerce hatta milyonlarca takipçisi olan sanatçılar, siyasetçiler, kanaat önderleri ve sosyal medya fenomenleri başta Kartalkaya felaketi olmak üzere diğer olayları takipçileriyle paylaşırken hangi bilinçle hareket etmeli? Psikiyatri Uzmanı Dr. Şahut Duran:Sanatçılar, siyasetçiler ve sosyal medya fenomenleri, travmatik olaylar karşısında toplumun duygusal rehberleri haline gelir. Psikolojik olarak sağlıklı bir toplum için bu kişiler, empatiyi güçlendiren, dayanışmayı teşvik eden ve çözüm odaklı mesajlar vermeli. Özellikle milyonlarca ins

Ocak 23, 2025 - 07:00
 0  0
Bolu'da vicdanımız da yandı! Sosyal medyada akılalmaz paylaşımlar: Ölümde statü olur mu?

Betül Yasemin Keskin / Milliyet.com.tr -Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi'ndeki 12 katlı Grand Kartal Otel'de çıkan yangında 79 kişi hayatını kaybederken, 51 kişi de yaralandı. Otelin iç ve dış cephesi tamamen ahşapla kaplıydı ve yangının yayıldığı o anlarda konuklar, hayatta kalabilmek için çarşafları birbirine bağlayarak veya camlardan dışarı atlamaya çalışarak yaşam mücadelesi verdi. Yangınla ilgili otelde duman detektörü ve yangın söndürme sisteminin bulunmadığı, alarm sisteminin çalışmadığı ve acil çıkış kapısının olmadığı iddiaları gündeme geldi. Bu büyük felaketi haberlerden ve sosyal medyadan takip eden halk, farklı perspektiflerden acı olaya dair yorumlar yaptı. Yaşananların acısı dinmeden sosyal medyadaki yorumlar toplum olarak düşünmemiz gereken konular olduğunu bize tekrardan hatırlattı. Kimisi kayak tatilinin aslında 'sınıfsal bir ayrıcalık' olduğunu, bu sebeple otelde yanarak hayatını kaybetmenin depremde kaybetmekten daha 'farklı' olduğunu savundu. Bunun beraberinde felaketin hemen ardından kayak yapmaya devam eden diğer otel misafirleri gündem oldu. Otelin gecelik ücretlerinin ne kadar yüksek olduğunu öğrenenler, bu ücretlere erişebilen kişilerin maddi durumunu sorguladı. Bazı sosyal medya fenomenlerinin ise otelde daha önce konakladıklarını söyleyerek geçmişteki anılarını paylaşması 'güzelleme' yapıldığı söylenerek yadırgandı.Yaşanan felaketin ardındaki ihmaller zincirini konuşmak yerine ne yazık ki hayatını kaybeden 79 kişinin bir tatil sırasında yaşamlarını yitirmelerini adeta onlara 'mübah' gören bir grup insan tablosu ortaya çıktı. Sanki yangınla birlikte vicdanımız da yandı.

Toplum olarak yaşadığımız felaketlerin ardında yatan asıl nedeni görmek ve sorunu tespit etmek, birbirimizi suçlamak veya başkalarının acısını küçümsemek yerine ortak bir tepkiyle hareket etmeye ihtiyacımız var. Peki yaşadığımız felaketlerin ardından nasıl tepki verilmesi gerektiğini gerçekten bilemiyor muyuz? Son 2 gündür sosyal medyada yankılanan yorumlar neye işaret ediyor? Psikiyatri Uzmanı Dr. Şahut Duran'a sorduk.

--- 79 kişinin lüks bir otelde tatil yaparken çıkan yangında hayatlarını kaybetmelerini sosyal medyada gündeme taşıyarak depremzedelerin kaldıkları çadırkentlerde, gecekondularda ve konteynerlerde kalanların yaşadıklarını öne çıkaranlar oldu. ‘Ölümü statülendirmek’ nasıl bir ruh halinin yansıması?

Psikiyatri Uzmanı Dr. Şahut Duran:Ölümü statülendirmek, psikolojik olarak 'biz ve onlar' ayrımını körükleyen bir savunma mekanizmasıdır. İnsanlar, kendi yaşamlarının tehdit altında olmadığını göstermek için statü farklarını vurgular. Ancak bu tutum, toplumsal empatiyi zedeler ve travmaların etkisini daha da derinleştirir. Bu yaklaşım, mağdurlar arasında bir hiyerarşi oluşturarak bazı acıların daha az önemli olduğu algısını yaratır. Psikolojik olarak sağlıklı bir toplum, acıyı sınıflandırmaz; her trajediyi, mağdurların bireysel ve toplumsal etkilerini dikkate alarak ele alır.


--- Yangından sonra diğer otellerde kayak tatiline devam edenlerin görüntülerini izledik. Sosyal medyada sıkça tartışılan bu konuya nasıl bakmak gerekir?

Psikiyatri Uzmanı Dr. Şahut Duran:Bir travma karşısında insanların tepkileri farklılık gösterebilir. Travmatik olaylar karşısında bazı bireyler 'hayata devam etmeyi' bir başa çıkma mekanizması olarak kullanır. Bu kişiler, acıya odaklanmak yerine yaşamın akışını koruyarak kendi psikolojik denge ve güvenlik duygularını sürdürmek ister. Ancak bu, toplumsal duyarlılıkla çatışabilir. Felaket anında eğlenceye devam eden görüntülerin rahatsız edici bulunması, yas sürecinin toplumsal olarak paylaşılma beklentisinden kaynaklanır. Psikolojik olarak sağlıklı bir tavır, bireysel ihtiyaçlarla toplumsal duyarlılığı dengede tutmaktır.

--- Ölümü din, dil ırk, siyaset gibi kavramlardan hangi duygularla ve hangi tepkilerle ayrı tutmalıyız?

Psikiyatri Uzmanı Dr. Şahut Duran:Ölüm, insanların en derin korkularından biri ve bu korkuyla başa çıkmak için insanlar sıklıkla ayrıştırıcı kavramlara sığınır. Bu yaklaşım, aslında bir savunma mekanizmasıdır. 'Bizden biri' veya 'onlardan biri' gibi ayrımlar yapmak, ölümün rastgeleliğine karşı bir kontrol yanılsaması yaratır. Ancak bu mekanizma, psikolojik travmanın iyileşme sürecini baltalar. Ölümü din, dil, ırk veya siyaset gibi kavramlardan arındırmak, mağdurların ve toplumun travmayı daha sağlıklı bir şekilde işlemesine yardımcı olur. Ortak bir yas dili oluşturmak, travmaların hem bireysel hem de toplumsal etkilerini azaltır.

--- Binlerce hatta milyonlarca takipçisi olan sanatçılar, siyasetçiler, kanaat önderleri ve sosyal medya fenomenleri başta Kartalkaya felaketi olmak üzere diğer olayları takipçileriyle paylaşırken hangi bilinçle hareket etmeli?

Psikiyatri Uzmanı Dr. Şahut Duran:Sanatçılar, siyasetçiler ve sosyal medya fenomenleri, travmatik olaylar karşısında toplumun duygusal rehberleri haline gelir. Psikolojik olarak sağlıklı bir toplum için bu kişiler, empatiyi güçlendiren, dayanışmayı teşvik eden ve çözüm odaklı mesajlar vermeli. Özellikle milyonlarca insana ulaşabilen bireyler, toplumsal yas sürecini desteklemek, yardım kampanyalarını duyurmak ve travmanın etkilerini hafifletmek gibi sorumluluklar üstlenmeli. Aksi halde yanlış yönlendirmeler veya duyarsız mesajlar, toplumsal travmayı daha da derinleştirebilir.


--- Yangın sonrası sosyal medyasında paylaşım yapmanın doğru olup olmadığını sorgulayanlar olduğu gibi sıradan paylaşımlarına devam edenler de oldu. Hangisi daha normal, hangisi daha doğru?

Psikiyatri Uzmanı Dr. Şahut Duran: Travma anlarında sosyal medya kullanımı iki farklı eğilim gösterir. Bir grup paylaşım yapmanın yanlış olduğunu düşünerek susarken, bir diğer grup gündemle ilgisiz içeriklere devam eder. Psikolojik olarak bu iki tutum da normaldir çünkü insanlar travmaya farklı şekillerde tepki verir. Ancak duyarsız paylaşımlar, mağdurlarda yeniden travmatizasyon etkisi yaratabilir. Travma psikolojisinde, yas süreci empatiyle paylaşılırsa iyileşme süreci hızlanır. Bu nedenle sosyal medya kullanıcılarının toplumsal hassasiyetlere uygun şekilde davranması, mağdurların kendilerini yalnız hissetmemesi adına büyük önem taşır.

Alıntı Metni

Tepkiniz Nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow