9 işçi hayatını kaybetmişti! İliç faciasında istenen cezalar belli oldu
Çöpler köyündeki maden sahasında 13 Şubat'ta Adnan Keklik, Kenan Öz, Ramazan Çimen, Uğur Yıldız, Abdurrahman Şahin, Fahrettin Keklik, Mehmet Kazar, Şaban Yılmaz ve Hüseyin Kara'nın toprak altında kalarak hayatını kaybettiği, İsa Taşdelen ve İshak Demir'in yaralandığı heyelanla ilgili İliç Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma tamamlandı. Tutuklu şüpheliler I.R.G, S.K.S, A.R.K, S.Ç. ve Ö.A. ile tutuksuz 38 kişi hakkında hazırlanan 69 sayfalık iddianame, Erzincan 1. Ağır Ceza Mahkemesine sunuldu. İddianamede, olay yeri keşif ve inceleme işlemlerinde tutulan tutanaklar, toprak ve su numunelerinin analiz sonuçları, suçtan zarar görenlerin beyanları, müşteki ifadesi, adli raporlar, ölü muayene ve otopsi tutanakları, Diyarbakır Adli Tıp Grup Başkanlığının DNA raporları, bilirkişi raporları, şüpheli ifadeleri, kolluk tarafından düzenlenen araştırma ve çözümleme tutanakları, eğitim/zimmet/sağlık raporu belgeleri, fotoğraflar, hava emisyon ölçüm raporları, radar görüntüleri, patlatma verileri, Meteoroloji Genel Müdürlüğü ölçüm sonuçları, ÇED izin belgeleri, ölçüm sonuçları, laboratuvar deney sonuçları, işletme izin ve ruhsatları, iş kazası bildirimlerine ilişkin evraklar, toprak numune sonuçları yer aldı. İddianamede, 13 Şubat'ta saat 14.28'deki toprak kaymasından hemen sonra görevlendirilen cumhuriyet savcıları tarafından olayın çok kapsamlı şekilde araştırıldığı, olay yeri keşif ve inceleme işlemleri yapılarak delillerin eksiksiz şekilde toplandığı, olay yeri ve çevresinden toprak ve su numuneleri alınarak bu numunelerin inceleme için yetkili kimya laboratuvarlarına gönderildiği ve bu usulü işlemler sonucunda elde edilen delillerin dosya içerisinde bulunduğu belirtildi. Heyelanda toprak altında kalan işçi ölmeden 2 saat önce eşiyle son görüşme! 'Oğluma iyi bak' Yığın liç sahasında meydana gelen toprak kaymasına bağlı oluşan yığının ilgili birimlerce yoğun çalışma neticesinde uzun bir süreç içerisinde kaldırıldığına işaret edilen iddianamede, farklı tarihlerde 9 kişinin cenazelerine ulaşıldığı ve gerekli işlemlerin ardından kimliklerinin kesin olarak tespit edildiği hatırlatıldı. İddianamede, olay tarihinden bir gün sonra Erzurum Bölge Bilirkişiler Kurulu'nda kayıtlı olan resmi bilirkişilerden oluşan bir heyetin teşekkül ettirildiği, bu heyette çevre, maden, jeoloji, kimya, inşaat, ziraat ve harita mühendisi ile iş sağlığı ve güvenliği uzmanlarının bulunduğu kaydedildi. Heyetin, 15 Şubat'taki bilirkişi ön raporunu, 29 Şubat'taki ek bilirkişi ön raporunu ve 15 Mart'taki nihai bilirkişi raporunu İliç Cumhuriyet Başsavcılığına sunduğu belirtilen iddianamede, bilirkişilerin bir kısmının altın madeni şantiyesinde meydana gelen yığın liç sahasındaki toprak kayması olayı ile ilgili konularda teknik bilgi ve tecrübeleri bulunmadığını gerekçe göstererek konu ile ilgili incelemeleri olayın mahiyeti gereği yapamayacaklarına dair sözlü ve yazılı beyanda bulundukları ve raporu kısmen tanzim ettikleri, bu nedenle de anılan raporun sorumluların tespiti hususunda yetersiz olduğu ve olayın kesin bir şekilde aydınlatılabilmesi için uzman kişilerce bir rapor daha tanzim edilmesi gerektiği kanaatinin oluştuğu anlatıldı. ŞÜPHELİLERDEN 12'Sİ ASLİ, 31'İ TALİ KUSURLU İddianamede, bu kazalar konusunda uzman ve literatüre hakim olan İstanbul ve Ankara Bölge Bilirkişiler Kurulu'nda kayıtlı olan resmi bilirkişiler de dahil akademisyen olarak da görev yapan bilirkişilerden oluşan bir heyet teşekkül ettirildiği, bu heyetin 23 Mayıs ve 7 Haziran tarihlerinde bilirkişi raporlarını sundukları ve bu raporlar incelendiğinde 43 şüpheliye kusur verildiği, zanlılardan 12'sinin asli, 31'inin tali kusurlu oldukları belirtildi. Bilirkişi raporunda, yığın liç sahasında meydana gelen kayma sonucu siyanürlü toprak malzemenin alıcı ortamlarda (su, toprak ve hava) çevre kirlenmesine sebep olup olmadığı hakkında özel ve resmi kurumlar tarafından yapılmış analiz sonuçlarının incelenerek değerlendirilmesi neticesinde ilgili yönetmeliklerdeki sınır değerlerin bazı parametreler açısından aşılmış olması sebebiyle çevre kirliliğinin meydana geldiği kanaatine varıldığı aktarıldı. İddianamede yer alan raporda, proje yönetiminin son derece yetersiz olması ve olay günü uyarı vermiş olan heyelan boyutunu doğru tahmin edecek ve yönetecek mekanizmanın kurulmamış olması nedeniyle SSR isimli şirketin global projeler başkan yardımcısı J.H, Anagold firmasının "ülke müdürü" C.Y.D, operasyon başkan yardımcısı I.R.G, sürdürülebilir yatırım projeleri müdürü S.S, kıdemli geoteknik mühendisi A.R.K, iş güvenliği sağlığı müdürü S.Ç, operasyon direktörü K.Ö, 2017-2023 dönemleri proje müdürü K.J.R, GRE adlı şirketin tasarım mühendisleri L.Q ve V.L.L, kontrol mühendisi K.G, INR firmasının proje koordinatörü Ö.A'nın asli kusurlu oldukları belirtildi. Şüphelilerin kolluk ve savcılıktaki ifadeleri ile olay günü gönderilen e-mailler, SMS'ler ve WhatsApp ile diğer iletişim kanalları üzerinden gerçekleştirilen yazışmalara da iddianamede yer verildi. YIĞIN LİÇTEKİ TOPRAĞIN RENGİ
Çöpler köyündeki maden sahasında 13 Şubat'ta Adnan Keklik, Kenan Öz, Ramazan Çimen, Uğur Yıldız, Abdurrahman Şahin, Fahrettin Keklik, Mehmet Kazar, Şaban Yılmaz ve Hüseyin Kara'nın toprak altında kalarak hayatını kaybettiği, İsa Taşdelen ve İshak Demir'in yaralandığı heyelanla ilgili İliç Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma tamamlandı.
Tutuklu şüpheliler I.R.G, S.K.S, A.R.K, S.Ç. ve Ö.A. ile tutuksuz 38 kişi hakkında hazırlanan 69 sayfalık iddianame, Erzincan 1. Ağır Ceza Mahkemesine sunuldu.
İddianamede, olay yeri keşif ve inceleme işlemlerinde tutulan tutanaklar, toprak ve su numunelerinin analiz sonuçları, suçtan zarar görenlerin beyanları, müşteki ifadesi, adli raporlar, ölü muayene ve otopsi tutanakları, Diyarbakır Adli Tıp Grup Başkanlığının DNA raporları, bilirkişi raporları, şüpheli ifadeleri, kolluk tarafından düzenlenen araştırma ve çözümleme tutanakları, eğitim/zimmet/sağlık raporu belgeleri, fotoğraflar, hava emisyon ölçüm raporları, radar görüntüleri, patlatma verileri, Meteoroloji Genel Müdürlüğü ölçüm sonuçları, ÇED izin belgeleri, ölçüm sonuçları, laboratuvar deney sonuçları, işletme izin ve ruhsatları, iş kazası bildirimlerine ilişkin evraklar, toprak numune sonuçları yer aldı.
İddianamede, 13 Şubat'ta saat 14.28'deki toprak kaymasından hemen sonra görevlendirilen cumhuriyet savcıları tarafından olayın çok kapsamlı şekilde araştırıldığı, olay yeri keşif ve inceleme işlemleri yapılarak delillerin eksiksiz şekilde toplandığı, olay yeri ve çevresinden toprak ve su numuneleri alınarak bu numunelerin inceleme için yetkili kimya laboratuvarlarına gönderildiği ve bu usulü işlemler sonucunda elde edilen delillerin dosya içerisinde bulunduğu belirtildi.
Yığın liç sahasında meydana gelen toprak kaymasına bağlı oluşan yığının ilgili birimlerce yoğun çalışma neticesinde uzun bir süreç içerisinde kaldırıldığına işaret edilen iddianamede, farklı tarihlerde 9 kişinin cenazelerine ulaşıldığı ve gerekli işlemlerin ardından kimliklerinin kesin olarak tespit edildiği hatırlatıldı.
İddianamede, olay tarihinden bir gün sonra Erzurum Bölge Bilirkişiler Kurulu'nda kayıtlı olan resmi bilirkişilerden oluşan bir heyetin teşekkül ettirildiği, bu heyette çevre, maden, jeoloji, kimya, inşaat, ziraat ve harita mühendisi ile iş sağlığı ve güvenliği uzmanlarının bulunduğu kaydedildi.
Heyetin, 15 Şubat'taki bilirkişi ön raporunu, 29 Şubat'taki ek bilirkişi ön raporunu ve 15 Mart'taki nihai bilirkişi raporunu İliç Cumhuriyet Başsavcılığına sunduğu belirtilen iddianamede, bilirkişilerin bir kısmının altın madeni şantiyesinde meydana gelen yığın liç sahasındaki toprak kayması olayı ile ilgili konularda teknik bilgi ve tecrübeleri bulunmadığını gerekçe göstererek konu ile ilgili incelemeleri olayın mahiyeti gereği yapamayacaklarına dair sözlü ve yazılı beyanda bulundukları ve raporu kısmen tanzim ettikleri, bu nedenle de anılan raporun sorumluların tespiti hususunda yetersiz olduğu ve olayın kesin bir şekilde aydınlatılabilmesi için uzman kişilerce bir rapor daha tanzim edilmesi gerektiği kanaatinin oluştuğu anlatıldı.
ŞÜPHELİLERDEN 12'Sİ ASLİ, 31'İ TALİ KUSURLU
İddianamede, bu kazalar konusunda uzman ve literatüre hakim olan İstanbul ve Ankara Bölge Bilirkişiler Kurulu'nda kayıtlı olan resmi bilirkişiler de dahil akademisyen olarak da görev yapan bilirkişilerden oluşan bir heyet teşekkül ettirildiği, bu heyetin 23 Mayıs ve 7 Haziran tarihlerinde bilirkişi raporlarını sundukları ve bu raporlar incelendiğinde 43 şüpheliye kusur verildiği, zanlılardan 12'sinin asli, 31'inin tali kusurlu oldukları belirtildi.
Bilirkişi raporunda, yığın liç sahasında meydana gelen kayma sonucu siyanürlü toprak malzemenin alıcı ortamlarda (su, toprak ve hava) çevre kirlenmesine sebep olup olmadığı hakkında özel ve resmi kurumlar tarafından yapılmış analiz sonuçlarının incelenerek değerlendirilmesi neticesinde ilgili yönetmeliklerdeki sınır değerlerin bazı parametreler açısından aşılmış olması sebebiyle çevre kirliliğinin meydana geldiği kanaatine varıldığı aktarıldı.
İddianamede yer alan raporda, proje yönetiminin son derece yetersiz olması ve olay günü uyarı vermiş olan heyelan boyutunu doğru tahmin edecek ve yönetecek mekanizmanın kurulmamış olması nedeniyle SSR isimli şirketin global projeler başkan yardımcısı J.H, Anagold firmasının "ülke müdürü" C.Y.D, operasyon başkan yardımcısı I.R.G, sürdürülebilir yatırım projeleri müdürü S.S, kıdemli geoteknik mühendisi A.R.K, iş güvenliği sağlığı müdürü S.Ç, operasyon direktörü K.Ö, 2017-2023 dönemleri proje müdürü K.J.R, GRE adlı şirketin tasarım mühendisleri L.Q ve V.L.L, kontrol mühendisi K.G, INR firmasının proje koordinatörü Ö.A'nın asli kusurlu oldukları belirtildi.
Şüphelilerin kolluk ve savcılıktaki ifadeleri ile olay günü gönderilen e-mailler, SMS'ler ve WhatsApp ile diğer iletişim kanalları üzerinden gerçekleştirilen yazışmalara da iddianamede yer verildi.
YIĞIN LİÇTEKİ TOPRAĞIN RENGİ 11 ŞUBAT'TA DEĞİŞMEYE BAŞLADI
Olay günü ve öncesine ait olay yerinde bulunan radar sistemlerinin ve kamera kayıtlarının incelenmesine dair kolluk kuvvetleri tarafından düzenlenen araştırma ve çözümleme tutanaklarının yer aldığı iddianamede, 20 saniyelik radar videosunda yapılan incelemede sağ kısımda bulunan renkli risk skalasının maden sahasında bulunan yığın liç bölgesi olduğu değerlendirilen sol üst kısımda 11 Şubat itibarıyla renk değişiminin başladığının ve 13 Şubat'ta renk değişiminin net şekilde artarak alt kısımlara doğru yoğunlaştığının görüldüğü bildirildi.
Bölgede bulunan güvenlik kameraları ile ilgili olay anına ve sonrasına ait görüntülerin jandarma ekiplerince toplandığı kaydedilen iddianamede, tasarlanan projelerin eksik ve yetersiz olduğu, proje denetiminde bu durumun göz ardı edildiği, işletme aşamasında stabilite takibinin son derece yetersiz ve ihmalkar yapıldığı ve son olarak olay günü sabah erken saatlerde uyarı veren heyelan olayının gerçekleşme saatine kadar iyi yönetilmemiş olduğu, bunun sonucunda da ölüm ve yaralanma neticelerinin meydana geldiği, "Taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma" suçunun unsurları itibarıyla oluştuğu, 43 şüphelinin üzerlerine atılı suçları işledikleri yönünde haklarında iddianame tanzimi için yeterli şüphenin mevcut olduğu ifade edildi.
İddianamede, tüm şüphelilerin "Taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olmak" suçundan 2 yıldan 15'er yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.
Şüphelilerden altın madenini o dönem işleten şirketin Kanadalı yöneticisi I.R.G. ile C.Y.D. ve K.Ö. hakkında ayrıca "Çevreyi taksirle kirletmek" suçlarından adli para ya da toprak, suda veya havada kalıcı etki bırakması halinde 2 aydan 1 yıla kadar hapis cezası istendi.
Tepkiniz Nedir?