80 yıl önce yazılan mektup ortaya çıktı: Oldukça kıymetli bir belge
İngiliz B-11 denizaltısı tarafından 13 Aralık 1914'te batırılan Mesudiye Zırhlısı'nda 10 subay ile 25 asker şehit oldu. ÇOMÜ AÇASAM Müdür Yardımcısı Dr. İsmail Sabah, arşiv çalışmaları sırasında Mesudiye Zırhlısı'nda çarkçı yüzbaşı olarak görev yapan İbrahim Şevki Efendi'nin geminin vurulma anı ve mahsur kalan askerlerin kurtarılma anına ilişkin detayların yer aldığı mektubu gün yüzüne çıkardı. Mesudiye Zırhlısı’nın 40 yılı aşkın süre Osmanlı Donanması'na hizmet ettiğini söyleyen Dr. Sabah, "Filoda işe yaramayacağı düşünüldüğünden Çanakkale Boğazı'na gönderilmişti. Çanakkale'ye gelen Mesudiye Zırhlısı Kepez burnu civarında Sarısığlar mevkiinde demir atması ve sabit bir batarya şeklinde kullanılması düşünüldü. Bu sayede Mesudiye Zırhlısı boğaz girişini ateşe alacak, demirleyecek ve aynı zamanda mayın hatlarının korunmasında da önemli bir görev üstlenmiş olacaktı" ifadelerini kullandı. 19’uncu yüzyıl İstanbul’unun canlı panoraması! 'Bunun basılması büyük bir şans' 'MESUDİYE ZIRHLISI, DENİZALTI SALDIRISINA UĞRADI' Gemi mürettebatının yüzer bir araç olan geminin sabit bir batarya şeklinde kullanılmasına itiraz ettiğini ve bu durumun yaratacağı tehlikelerden bahsettiğine dikkati çeken Dr. Sabah, "Ancak kendilerine verilen emirde bu kararın değiştirilemeyeceği ve söz konusu mevkiye gidip, sabit bir batarya şeklinde görev alması emredildi. Bunun üzerine Mesudiye Zırhlısı, söz konusu mevkide demirleyerek, vazifeyi yerine getirmeye başladı. Mesudiye Zırhlısı, mürettebatının da özellikle vurguladığı tehditlerden biri olan denizaltı saldırısına uğradı. 13 Aralık 1914'te yani günümüzden tam 110 yıl önce demir attığı Sarısığlar mevkiinde isabet eden 2 torpidonun patlaması sonucunda çok kısa bir sürede alabora olarak yan yattı. Mevcut 6 mayın hattının Çanakkale Boğazı'ndaki konumları değerlendirildiğinde B-11 denizaltısının Sarısığlar Koyu'nda demirli bulunan Mesudiye Zırhlısı'na torpido atmak için 5 mayın hattından bir şekilde geçtiği ortaya çıkmaktadır. Denizaltı teknolojisinin mevcut durumu da göz önüne alındığında çok cüretkar bir hareket sonucu elde edilen bir başarı olduğu anlaşılmaktadır" dedi. 'KURTARMA ÇALIŞMALARI TAM 36 SAAT SÜRÜYOR' Kurtarma çalışmalarının 36 saat sürdüğünü ifade eden Dr. Sabah, "Torpidoların isabet ettiği Mesudiye Zırhlısı mevkii sığ olduğu için alabora olduğunda geminin alt kısmı su üstünde kaldı. Salt Araştırma Merkezi'nin arşivinde bu anları anlatan çok kıymetli bir mektup karşımıza çıktı. Mektubu yazan kişi gemide çarkçı yüzbaşı olarak görevli olan İbrahim Şevki Efendi. Mektubu okuduğumuzda geminin patlamayla birlikte alabora olması ve akabinde su hücumu nedeniyle gemiden çıkamayarak, mahsur kaldıklarından bahsettiğini gördük. Sadece kendisi değil beraberindeki başka askerler ve subaylar da bulunmaktaydı. Bunun üzerine çeşitli sesler çıkararak yaşadıklarını haber vermişler. Akabinde hemen kurtarma çalışmaları başlamış. Bu detayları İbrahim Şevki Efendi'nin yazdığı mektup anlatıyor. Geminin altını delecek ve bu sayede kurtulmalarını sağlayacak oksijen aleti Çanakkale'de bulunmadığı için dalgıçlarla birlikte İstanbul'dan gönderiliyor. Kurtarma çalışmaları tam 36 saat sürüyor. Nihayet 36 saatin sonunda İbrahim Şevki Efendi ve diğer mahsur kalan askerler Mesudiye Zırhlısı'ndan kurtarılıyor." 'KRİTİK ANLARIN, SAATLERİN DETAYLARINI ANLATTIĞINI GÖRÜYORUZ' Mektup ile ilgili bilgi veren Dr. Sabah, "İbrahim Şevki Efendi'nin mektubunda anlattıklarına göre Mesudiye Zırhlısı'ndan kurtulduktan sonra İstanbul'a gönderiliyor. İstanbul'da ise kendisine Selanik Mayın Gemisi'nde bir görev veriliyor. Bunun üzerine İbrahim Şevki Efendi ikinci bir tehlikeye maruz kalacağını düşünerek tekrar denizde görev almak istemediği için bu karara itiraz ediyor. Bunun üzerine kendisine 'Sen batıp çıktın. Zaten tecrübelisin. Bu görevi başkasına verip onun da yüreğine mi indirelim?' şeklinde cevap verildiğinden bahsediyor. Araya başkalarının da girmesiyle bu görevden affını istiyor. Tekrardan kara kuvvetlerinde bir görev alıyor. İbrahim Şevki Efendi bunun üzerine emekli olana kadar farklı birliklerde ve görevlerde vazifesini tamamlıyor" açıklamalarında bulundu. Haber Detay Görsel Slider 'OLDUKÇA KIYMETLİ BİR BELGE' Dr. Sabah, sözlerini şöyle sürdürdü: "Aradan yıllar geçiyor. 1943 senesinde Ankara Radyosu'nda 'Geçmişte bugün' ismiyle yapılan programda Mesudiye Zırhlısı'nın hikayesi anlatılıyor. İbrahim Şevki Efendi emeklilik yıllarında bu programda kendilerinde bahsedildiği haberini alınca bir sene sonra yeniden kendilerinden bahsedileceğini düşünerek geminin batışının yıl dönümü olan 13 Aralık'tan önce, 8 Aralık tarihinde bir mektup yazıyor. Bu mektubu Osmanlı Türkçesiyle kaleme alıyor. Feridun Fazıl Tülbentçi'ye gönderdiği mektup da ise Mesudiye Zırhlısı'nın vuruluşundan, geminin içerisinde mahsur kalışlarına ve kurtarma çalışmalarına kadar o kritik saatlerin detaylarını anlattığını görüyoruz. Gerek özel gerekse kamu arşivlerimiz Çanakkale Muharebeleri konusunda oldukça kıymetli evrakları barındırmakta. Bunları okudukça
İngiliz B-11 denizaltısı tarafından 13 Aralık 1914'te batırılan Mesudiye Zırhlısı'nda 10 subay ile 25 asker şehit oldu. ÇOMÜ AÇASAM Müdür Yardımcısı Dr. İsmail Sabah, arşiv çalışmaları sırasında Mesudiye Zırhlısı'nda çarkçı yüzbaşı olarak görev yapan İbrahim Şevki Efendi'nin geminin vurulma anı ve mahsur kalan askerlerin kurtarılma anına ilişkin detayların yer aldığı mektubu gün yüzüne çıkardı.
Mesudiye Zırhlısı’nın 40 yılı aşkın süre Osmanlı Donanması'na hizmet ettiğini söyleyen Dr. Sabah, "Filoda işe yaramayacağı düşünüldüğünden Çanakkale Boğazı'na gönderilmişti. Çanakkale'ye gelen Mesudiye Zırhlısı Kepez burnu civarında Sarısığlar mevkiinde demir atması ve sabit bir batarya şeklinde kullanılması düşünüldü. Bu sayede Mesudiye Zırhlısı boğaz girişini ateşe alacak, demirleyecek ve aynı zamanda mayın hatlarının korunmasında da önemli bir görev üstlenmiş olacaktı" ifadelerini kullandı.
'MESUDİYE ZIRHLISI, DENİZALTI SALDIRISINA UĞRADI'
Gemi mürettebatının yüzer bir araç olan geminin sabit bir batarya şeklinde kullanılmasına itiraz ettiğini ve bu durumun yaratacağı tehlikelerden bahsettiğine dikkati çeken Dr. Sabah, "Ancak kendilerine verilen emirde bu kararın değiştirilemeyeceği ve söz konusu mevkiye gidip, sabit bir batarya şeklinde görev alması emredildi. Bunun üzerine Mesudiye Zırhlısı, söz konusu mevkide demirleyerek, vazifeyi yerine getirmeye başladı. Mesudiye Zırhlısı, mürettebatının da özellikle vurguladığı tehditlerden biri olan denizaltı saldırısına uğradı. 13 Aralık 1914'te yani günümüzden tam 110 yıl önce demir attığı Sarısığlar mevkiinde isabet eden 2 torpidonun patlaması sonucunda çok kısa bir sürede alabora olarak yan yattı. Mevcut 6 mayın hattının Çanakkale Boğazı'ndaki konumları değerlendirildiğinde B-11 denizaltısının Sarısığlar Koyu'nda demirli bulunan Mesudiye Zırhlısı'na torpido atmak için 5 mayın hattından bir şekilde geçtiği ortaya çıkmaktadır. Denizaltı teknolojisinin mevcut durumu da göz önüne alındığında çok cüretkar bir hareket sonucu elde edilen bir başarı olduğu anlaşılmaktadır" dedi.
'KURTARMA ÇALIŞMALARI TAM 36 SAAT SÜRÜYOR'
Kurtarma çalışmalarının 36 saat sürdüğünü ifade eden Dr. Sabah, "Torpidoların isabet ettiği Mesudiye Zırhlısı mevkii sığ olduğu için alabora olduğunda geminin alt kısmı su üstünde kaldı. Salt Araştırma Merkezi'nin arşivinde bu anları anlatan çok kıymetli bir mektup karşımıza çıktı. Mektubu yazan kişi gemide çarkçı yüzbaşı olarak görevli olan İbrahim Şevki Efendi. Mektubu okuduğumuzda geminin patlamayla birlikte alabora olması ve akabinde su hücumu nedeniyle gemiden çıkamayarak, mahsur kaldıklarından bahsettiğini gördük. Sadece kendisi değil beraberindeki başka askerler ve subaylar da bulunmaktaydı. Bunun üzerine çeşitli sesler çıkararak yaşadıklarını haber vermişler. Akabinde hemen kurtarma çalışmaları başlamış. Bu detayları İbrahim Şevki Efendi'nin yazdığı mektup anlatıyor. Geminin altını delecek ve bu sayede kurtulmalarını sağlayacak oksijen aleti Çanakkale'de bulunmadığı için dalgıçlarla birlikte İstanbul'dan gönderiliyor. Kurtarma çalışmaları tam 36 saat sürüyor. Nihayet 36 saatin sonunda İbrahim Şevki Efendi ve diğer mahsur kalan askerler Mesudiye Zırhlısı'ndan kurtarılıyor."
'KRİTİK ANLARIN, SAATLERİN DETAYLARINI ANLATTIĞINI GÖRÜYORUZ'
Mektup ile ilgili bilgi veren Dr. Sabah, "İbrahim Şevki Efendi'nin mektubunda anlattıklarına göre Mesudiye Zırhlısı'ndan kurtulduktan sonra İstanbul'a gönderiliyor. İstanbul'da ise kendisine Selanik Mayın Gemisi'nde bir görev veriliyor. Bunun üzerine İbrahim Şevki Efendi ikinci bir tehlikeye maruz kalacağını düşünerek tekrar denizde görev almak istemediği için bu karara itiraz ediyor. Bunun üzerine kendisine 'Sen batıp çıktın. Zaten tecrübelisin. Bu görevi başkasına verip onun da yüreğine mi indirelim?' şeklinde cevap verildiğinden bahsediyor. Araya başkalarının da girmesiyle bu görevden affını istiyor. Tekrardan kara kuvvetlerinde bir görev alıyor. İbrahim Şevki Efendi bunun üzerine emekli olana kadar farklı birliklerde ve görevlerde vazifesini tamamlıyor" açıklamalarında bulundu.
'OLDUKÇA KIYMETLİ BİR BELGE'
Dr. Sabah, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Aradan yıllar geçiyor. 1943 senesinde Ankara Radyosu'nda 'Geçmişte bugün' ismiyle yapılan programda Mesudiye Zırhlısı'nın hikayesi anlatılıyor. İbrahim Şevki Efendi emeklilik yıllarında bu programda kendilerinde bahsedildiği haberini alınca bir sene sonra yeniden kendilerinden bahsedileceğini düşünerek geminin batışının yıl dönümü olan 13 Aralık'tan önce, 8 Aralık tarihinde bir mektup yazıyor. Bu mektubu Osmanlı Türkçesiyle kaleme alıyor. Feridun Fazıl Tülbentçi'ye gönderdiği mektup da ise Mesudiye Zırhlısı'nın vuruluşundan, geminin içerisinde mahsur kalışlarına ve kurtarma çalışmalarına kadar o kritik saatlerin detaylarını anlattığını görüyoruz. Gerek özel gerekse kamu arşivlerimiz Çanakkale Muharebeleri konusunda oldukça kıymetli evrakları barındırmakta. Bunları okudukça Çanakkale Savaşları'na ait çok kıymetli detayları da ortaya çıkarmış oluyoruz. Nitekim İbrahim Şevki Efendi'nin de 8 Aralık 1944 tarihinde Feridun Fazıl Tülbentçi'ye yazmış olduğu bu mektup da 110 yıl önce gerçekleşmiş olan bu hadisenin detaylarını vermesi açısından oldukça kıymetli bir belge olarak karşımıza çıkıyor" diye konuştu.
Tepkiniz Nedir?